29 Temmuz 2010 Perşembe
Mezarcı
Real Madrid ve Aziz Yıldırım özentisi tribün ve transfer şovunuza devam edin. Sizin asıl işinizin yukarıdaki gibi olduğunu ben iyi biliyorum.
Klübü borç batağına soktunuz. Altı yılda borç 27 milyon liradan 220 milyon lirayı buldu ve geçti bile. Ortada ise ne bir borç yönetimi, ne bir yatırım ne de bir başarı var. Sadece çöpe giden hayaller, umutlar ve kaynaklar var. Fulya, futbol takımı ve transferler, stad projesi, amatör branşlar, Kartal Yuvası, BJK TV vs vs... Del Bosque tazminatından Tabata fiyaskosuna kadar hepsinde rezil oldunuz, bizleri rezil ettiniz.
Yetmiyormuş gibi başkalarına özendiniz. "Beşiktaşlılık duruşu" diye bir paravan yarattınız ve her seferinde arkasına sığındınız. Herkesin bize olan saygısını bitirdiniz. "Beşiktaşlılık duruşu" diye diye Beşiktaş'ın içini boşalttınız! Kendi taraftarınızı kendi stadınızda çapulculara yedirdiniz!
Ey elleri ve kolları görünen zombiler,
Zombi geldiniz, zombi gideceksiniz. Sizler için Cypher'dan geliyor: "Ignorance is bliss (Cehalet erdemdir)." Zaten yaşamıyorsunuz ki...
Yetmez Demirören yetmez! Daha çok kaz, daha derin olsun!
Tehlikenin Farkında Mısınız
Tehlikenin Farkında Mısınız II
Sesimizi Duyan Yok Mu?
Göz göre göre adamı pazarlıyoruz, her sabah çıkan haberleri görüp kafamı duvarlara vurasım geliyor. Son haberler ürkütücü, Yunan takımlarının Ferrari için görüşmeye gelecekleri yazılıp çiziliyor. Kaliteli ve yaşı belli bir noktaya gelmiş oyuncuyu ucuza alma konusunda bizden bir kaç gömlek üstün olan bir ülke Yunanistan ve Ferrari konusunda ciddilerse bizim elit yönetim kadromuz! üçe beşe bakmaz anında bırakıverirler kapı gibi adamı.
Şu aşamada, mevcut stoper kadromuzla bu transfere onay vermek tam anlamıyla bir katliamdır, bir çuval inciri bok etmektir.
Şu güzel görüntüyü bozmanın bi manası var mı?
Gidişat böyle olursa iki hafta sonraki durumumuz da buna benzeyecek üzgünüm...
(bkz. gollerimi açeydim böyle iki yena getme deyeydim)
Etiketler:
2010-11,
Bernd Schuster,
Matteo Ferrari,
Yıldırım Demirören
25 Temmuz 2010 Pazar
Hüzün...
Vedat Abi'nin gidişini düşünürken aklıma gelen bir başka "gidiş" ya da gönderiliş...
Benim için hüznün tanımları arasında var olacaktır bu görüntüler her zaman.
Seni unutmayacağız Oscar...
İki sene taraftarı üzdünüz
Galatasaray Şampiyon olsun dediniz
Yeter artık Yıldırım Demirören
Cordoba gidiyor senin yüzünden
Seviyoruz Cordoba'yı
Çünkü o bir Beşiktaşlı
20 Temmuz 2010 Salı
Dün değil miydi gidişin?
ben uz ele gideli 5 sene oldu,
her sene benden bir şeyler eksildi.
her döndüğümde de birileri eksikti.
geçen seneden beri de sen eksiksin Vedat abi.
adamlığın şampiyonluklarla ölçülmediği yıllardan,
geriye kalan yadigarlardan biriydin;
sen de gittin, kaçınız kaldı Vedat abi?
sana değil,
geride kalan bize;
şampiyonluk görememene değil,
"şampiyon olana kadar sakalları kesmeyeceğim dedin, ondan beri de sakallısın" denince,
sen "ama çok olduk ondan sonra" derken sesindeki burukluğuna;
sen gideli 1 sene olmasına değil,
asla dönmeyecek olmana bu gözyaşları...
görsel: Ege Sezen
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)