21 Ekim 2010 Perşembe

Durmayı Bilmek




Futbolcuları tek hatada silmemeyi desteklerim, hata yapanı ertesi maç kesmenin uzun vadede daha büyük zararları olduğuna da katılıyorum, ama hataların en büyüğü bir hatada bu kadar fazla ısrar etmektir. Hakan Arıkan ısrarı artık Beşiktaş'a zarar veren boyuta gelmeye başladı.

Büyük düşüş Fenerbahçe maçında başladı, Hakan yine armut gibi bir yan topa çıktı ve yedirdiği golle nerdeyse maç gidiyordu. Sonra sakatlandı ve yerine geçen Cenk nerdeyse hatasız bir şekilde maçı tamamladı. O maçtan beri her hafta yediğimiz bir golde irili ufaklı bir hatası var, bunlardan sadece Antalya maçında puan kaybetmedik ve sadece o maçtaki yan top hatası değil.

5. Hafta, Fenerbahçe 1 - 1 Beşiktaş;
Yan topta boşa çıkıyor, Hakan yüzde yüz suçlu

http://www.youtube.com/watch?v=ZrCksBndp4I


6. Hafta, Beşiktaş 2 - 1 Antalyaspor
Bir Hilbert - Hakan ortak çalışması, ikisi de kesinlikle sütten çıkmış ak kaşık değil

http://www.youtube.com/watch?v=KNU9qVoTDUw


7. Hafta, Trabzonspor 1 - 0 Beşiktaş
En büyük hata o topa vurduran defansta, lakin Hakan yine yan top zaafını gösteriyor. Önce topa çıkıyor, sonra vazgeçip geri dönmeye çalışıyor.

http://www.youtube.com/watch?v=erquQ-zCv5Q


8. Hafta, Beşiktaş 2 - 3 Manisaspor
Bu yazdığım goller arasında en az hatası burada var. Ama yine de Dixon'ın attığı Manisa'nın ikinci golünde çıkıp çıkmamak arasında tereddüt ediyor, biraz yerini kaybediyor. Hep aynı yan top güvensizliğinin getirdiği şeyler.

http://www.youtube.com/watch?v=yGFwUhWjAcI


UEFA Avrupa Ligi 3. Hafta, Beşiktaş 1 - 3 Porto
Ve bardağı taşıran son damla, Falcao'nun golünde yine boşa çıkıyor ve en kibar tabiriyle armut gibi bir gol daha yiyor.


Sadece 4 haftada kendi bireysel hatalarıyla yaptığı hasarın tarifi yok, daha bir de maç içinde yaptığı ama golle sonuçlanmayan hatalar var. Daha kötüsü de şu ki, bu hatalar sonucu hem özgüvenini kaybediyor ve daha kötü hatalar yapmaya başlıyor, hem de iyi yaptığı şeyleri de yapamaz oluyor. Hakan yan toplarda hep kötüydü, ama en azından karşı karşıyalarda, bire birlerde son derece iyiydi, refleksleri sağlamdı, son haftalarda bu pozisyonları da yemeye başladı.

Schuster bir kumar oynadı, Hakan'ı hatasından sonra oynatarak ona güvendiğini gösterdi, kalecisini kazanmaya çalıştı, fakat bu kumarı kaybediyor. Hakan sürekli hatalarına devam ediyor ve bir araya ihtiyacı olduğu çok açık. Manisa maçında taraftarın yarısı onu ıslıklarken diğer yarısı da ıslıklayanları protesto etti. Porto maçından sonra ben ıslıklayanları duydum, fakat ıslıklayanları protesto edenler varsa da onları duymadım. Bir sonraki maçta Hakan'da ısrar etmek onu kurban etmek olacaktır, umarım böyle bir hataya düşülmez. Yedek konusunda da sıkıntımız yok, tecrübeyse Türkiye'nin en tecrübeli kalecilerinden biri, yetenekse Türkiye'nin en fazla gelecek vadeden genç kalecilerinden birisi bizde, varsın bu maç onlardan biri geçsin.

Hakan aslında daha zoru başardı, Liverpool maçından sonra silinip gitmedi, ki o maçta yediği hiçbir golde de bence hatası yoktu (malesef şimdi tek tek oturup onları izleyemeceğim, zaten kötü bir hatıra, bırakalım geçmişte kalsın), ama 8 gol yiyen bir kaleci dünyanın neresinde olursa olsun hedef olur. Hakan o şoku atlattı, tekrar güven veren bir kaleci olmaya başlamıştı, hatta bu sezonun başında da olağanüstü kurtarışlar yapıyordu, ama şimdi durup dururken üst üste yaptığı hatalarla kariyeri dönülmez bir viraja girmek üzere. Ben Hakan Beşiktaş'tan yollansın demiyorum, ama kesinlikle şu anda yedeğe çekilmesi, dinlendirilmesi ve tekrar özgüven kazandırılması gerekiyor.

Ha bir de, allah rızası için, birileri şu çocuğa yan top çalıştırsın...

11 yorum:

serkan dedi ki...

sezon başından beri soruyorum: cenk neden yedeğe çekildi?
kendisine verilen şansı son derece iyi kullandı, bir tek ibb maçında bariz iki hata yaptı (biri gol olmadı)
Rüştü-Hakan tercihini bir derece anlayabiliyorum ama iyi başlamış Cenk neden bir anda kesildi bunu çok merak ediyorum..
Hakan hiç bir zaman güven bir kaleci olmadı zatan..bu sezon iyi başlamıştı kabul ama hala Rüştü ve Cenk yanında benim 3. tercihim..

Adsız dedi ki...

Bu yazıya katılmamak elde değil. Her tarafı doğru.

Serkan'ın sorduğu soruyu ben de soruyorum. Neden?

Bir şey daha... Zapo'nun yüzünden yediğimiz ikinci gol aklıma 2008-2009 sezonunda Saracoğlu'nda Guiza'dan yediğimiz golü getirdi. Orada da Zapo ve Gökhan Zan benzer hatalar yapmıştı. Yine tereddüt eden defanslar, yine çıldırtan goller.

pissed dedi ki...

Daha önce aramızdaki muhabbete de biraz bahsetmiştim, bence Cenk'in yedeğe çekilme sebebi 2 tane iyi kaleciye sahip olma isteği. Yedek beklemek Cenk'e koymaz, daha çok genç, inşallah önünde daha uzun yıllar var. Hakan da yaşlı değil ama uzun süredir Rüştü'nün arkasında bekledi, tam sırası geldi derken bir anda formayı çok daha genç bir kaleci olan Cenk'e kaybetse moralman çökebilirdi. Bence Schuster bundan çekindi ve Hakan'a yer vererek "Bu takımın birinci kalecisi sensin, sakat olmadığın zaman forma senin" mesajı verdi.

Bu arada buna ben katılıyorum, Hakan da sezona iyi başlamıştı Cenk de, tamam Cenk daha iyi form tutmuştu ama kağıt üzerinde Hakan bu takımın birinci kalecisiydi. Bu yüzden Hakan'ı tekrar 11'e katma çabasını anlıyorum, fakat bu kararın alınma sebebini mantıklı görsem de artık bir hataya dönüştüğünü de görüyorum. O zamanın şartlarında Cenk'in yedeğe çekilmesi çok acayip değildi, ama Hakan'ın şu anda çekilmemesi acayip olur.

Nitekim Schuster de bunu anladı galiba, ntvspor'dan alıntı yapıyorum:

Maçta hatalar yapan Hakan'ın performansının nasıl yükseltilebileceğinin sorulması üzerine Schuster, ''Hakan'ın yeterince şans bulduğunu düşünüyorum, bu konuda nasıl bir iyileşme yapabileceğimizi düşüneceğiz'' yanıtını verdi.

http://www.ntvspor.net/haber/futbol/25490/sorunumuz-gol-atamamak

Ben buradan Hakan'ın haftaya yedek olacağını çıkarıyorum.

pissed dedi ki...

Ha maçta esas ipimizi çeken Zapo oldu bu arada, ama o başka bir konu...

Tuncay dedi ki...

hakan şahane başladığı bu seneyi de kaybetti maalesef, hep sevdiğim bi kaleci olarak.. umarım rüştü yerine cenk'e verilir şans geri..

son mesaja da katılıyorum, zapo bitirmiş maçı...

Çiçek dedi ki...

ben sizin kadar fubol konusunda bilgili ve uzman olmasam da ben de birkaç söz söylemek istiyorum. Rüştü'yü sevmeyen biri olmam ve de dünkü maçta gördüklerim nedeniyle gençlerin önü açılsın, en azından Cenk'e şans verilmesini diliyorum. Sonuçta dün kendine hem çok kötü kurtaramayışlar(çok kötü kurtarışlar diyemeyeceğim, Rüştü'yü beğenmememe rağmen, belki kalede o olsaydı belki işler daha farklı olurdu diyorum) yaptı hem de yuhalanmalardan sonra kendine olan güvenini de kaybetti sanırım.Bir yorumum daha var, siz belki bu başlığın altına uygun görmediğiniz belki de öyle olduğunu düşünmediğini için yazmamışsınız. (gerçi Ege Sezen Eylül'de yazmıştı amma...)O da benim açımdan Nihat'ın vahim durumu.O kadar kötüydü ki, sahada olmasa da gayet olurdu, kendisini koşmadığı, artık topa doğru düzgün vuramadığı için kınıyorum, o aldığı tonlarca paraya yazık diyorum.

serkan dedi ki...

oha sevgilime bak maç çıkışı koşmuş yorum yazmış :) blog şokta :))

kız benden çok tribüncü oldu valla deplasman kovalayacak neredeyse :PP

pissed dedi ki...

Hahaha, resmen şoktayız :)

Nihat konusunda şunu diyeceğim, her maçta küfrediyorum, ama hala içimde bir umut kendini toplamasını bekliyorum. Ben açıkçası bu maçın ilk yarısında Nihat'ı beğendim, en azından önceki haftaların Nihat'ına oranla beğendim, birşeyler yapmaya çalışıyordu, insiyatif almaya başlamıştı, şut çekiyordu, oyunda vardı en azından. Kendini yere atma ucuzluğunu saymazsak fena bir ilk yarı değildi.

Lakin ikinci yarı kayboldu, hatta şunu söyleyim, ikinci yarı bizim evde elektrikler iki kere kesildi, yaklaşık bir dakika falan sürdü ikisi de. Maçın sonlarında Alican'la resmen "acaba elektrikler gitmişken Nihat oyundan mı atıldı lan" diye konuşmaya başladık. Oyunda hiç yoktu, ayağına top değmedi, ciddi ciddi herif atıldı sandık be.

Son olarak, son dakikada baya okkalı bir yuhalandı, maçı izlerken de dediydim, bence taraftar Nihat'ı yuhalamak için bi 10-15 dakikadır bekliyordu ama top ayağına anca geldi :)

serkan dedi ki...

bu arada ne zamandır söylicem şu yuhalama olayına çok kılım, hatta bertan senle gittiğimiz maçta bile (daha sezonun ilk maçları olmasına rağmen) o eğilim vardı trübünde ve beni çok rahatsız etmişti..

çok efsanevi büyük bir terbiyesizlik ya da takımı satma durumu olmadığı sürece bir oyuncunun yuhalanmasını anlamıyorum ben..hele ki oyun içinde..

takıma zararın önde gideni bu..o an hiç bir şansın yok, o maçı o oyuncu ile bitireceksin..bunu bile bile adama küfretmek kabul edilemez..

Ayrıca hala maç öncesi ısınmalarda oyuncuyu çağırmamanın en büyük ceza olduğunu düşünüyorum..
Yapılacaksa böyle bir protesto olur..maç için rakip oyuncuyu yuhalarsın kendi oyuncunu değil...

Tuncay dedi ki...

@cico: allahina kurban cico..

@serkan-ilk mesaj: ben bu mesajda destek ya da yorumdan cok, dagilin beyler kiz benim havasi sezdim, internet alemine verilen bi ultimatom bi nevi..

@bertan: besiktas taraftarinin bu bitmez iyimserligi beni oldurecek.. nihat ilk oynadigi fener macinda attigi golle kalsaydi aklimizda keske..

@serkan-ikinci mesaj: yuhalama olayina ben de kilim, ozellikle gecen macta hakana yapilan.. dun maci canli izleyemedim dolayisiyla dun de yapildi mi bilmiyorum da.. nihat'i istemedigimizi schuster'in oyle ya da boyle anlamasi lazim..

Adsız dedi ki...

Katılıyorum. Kendi oyuncun yuhalanacaksa, bu maç esnasında olmamalı. Maç biter protestonu yapar, tepkini ortaya koyarsın ama maç içinde olunca zaten az olan morali ve özgüveni sıfırlamaktan başka bir etkisi olacağını sanmıyorum.

Bu arada Çiçek gelmiş, hoşgelmiş :)